Retro Ruhlar VS Vintage Ruhlar

Black Cassette Tape Standing on White Surface

Vintage bildiğin eski.. Ama o ne eski, göz alıcı.. Retronun kendi değil ama akımı, dönemi, hatırlattığı eski. Heyecan verici.. Ner'den mi çıktı? Şur'dan..

Retro ruhlu adamlar ve kadınlar dolanıyor ortalıkta şu sıralar, or'dan çıktı. 70lerin festival kafasını alıp bugüne taşıyan, ağaca böceğe bedene fikre limitsiz özgürlük isteyen, pastel değil belki ama bazen siyah-beyaz, bazen capcanlı renklerde adamlar ve kadınlar.. Bunların 90lar 80ler 2000ler versiyonları var. Bugüne monte hippiler, dönüşüm geçirmiş geek'ler, neon heyecanını minimal bir güncellemeyle çekici kılanlar, piercingini teke indirip bacağında siyah jeani kulağında spotify listesiyle eklektik rock-chic'ler, norm-core'lar, içi emo dışı gömlek kravat hafif depresif IT'ciler, maximaller... Kokteyl menüsü gibi oldu. Tüm retro ruhlar merakıma buy'run! Vespa'nın 60 lara göz kırptığı yeni Sprint'inden, 3D animasyonlardan, indie gruplardan falan konuşuruz.

Bir de vintage ruhlar var. Hangi dönemde ruhunu sabit tuttuğuna bakmak lazım. Olan biten yenilenen değişen hiç bir şey etkilememiş onu. Yoğun. Mesela 90lardan sonra yapılan hiç bir filmi sevmiyor ya da 2000lerle birlikte müzik bitti diyor. Kendini bugünle mixlemediği için çoğu tek başına sıkıcı ve yorucu. Narin, kırılgan ve şaşırtıcı derecede takıntılılar. Vintage ruhu bulduğunda bazen yanında sen ona aksesuar olursun ya da o sana ve ortaya çıkan müthiş enerjide kaybolursun. Önceleri ilginç gelir, merak uyandırır. Hepsi değil ama bazı koleksiyonerler, hala uzun saçla gezen erkekler, o bilmem ne tarihindeki Metallica konseri insanlığın son konseriymiş gibi anlatıp duranlar, ayrılmayan de'ler da'lar yüzünden sevgiliden soğuyanlar, Converse dışında ayakkabı tanımayanlar, kütüphanesine 20lik bir yazarın kitabını sokamayanlar, teknolojiden şüphe duyanlar, bir gün herkesin o sahil kasabasına yerleşeceğini sananlar, film arşiviyle hava atanlar (tabii ki raflar dolusu DVD, bulutta arşivi anlamak istemiyorlar).. Vintage ruhlar, uğrayın arada bir! Plağa yetişemedim ama walkman'den, low rider Harley'lerden, Madonna'dan, Depeche Mode'dan, Şirinlerden falan konuşuruz.


Ben mi? Retroya yakınım, az da olsa vintage takıntılarım var, aşırı update hallerimle şaşırtabilirim, ama hepsi bir yana fütüristik yanım bir yana...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder