Çocukken en çok kafa yorduğum şeylerden biri de otel-hotel-motel arasındaki farktı. Otel ve hotel sekiz on yaşlarında halloldu İngilizceyle beraber. Kaldı geriye motel. Benim için küçük bir otelden daha çok şey ifade ediyor motel. Siyah beyaz filmler, yasak aşklar, ıssızlık, adres sormak için önünde durulan, aşırı güneşli bir gün, kıvırcık kabarık saçlı kadınlar, eski arabalar, cinsellik çağrışımlı replikler, tütün kokusu, patates kızartması, sırlar... Bilinçaltımdan bulup çıkardığım bu motel hadisesi iki şeyin etkisi altında: Birincisi 80ler Amerikan sineması, ikincisi çocukluğumun yaz tatillerinde önünden arabayla geçerken büyüklerin fısıldaşıp gülüştüğü Kızkalesi motelleri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder